Gençlerin 140 Karaktere Sıkıştığı Bu Dünyadan Bazen Nefret Ediyorum
Gençlerin 140 Karaktere sıkıştığı bu dünyadan bazen nefret ediyorum.
Toplum olarak o kadar tüketici olduk ki her şeyi; hayatı 140 karaktere sıkıştırmak istiyoruz sanki. Sonuç ise gerçekten bilgisi olmadan fikri olan, çok boş konuşan gençler. Farkına varmıyorlar belki ama herhangi bir konuda ciddi deneyime sahip olanlar bu gençleri garipsiyorlar.
Öyle sorularla karşı karşıya kalıyorum ki bazen, adeta bana küfür ediliyor; çünkü beklenilen cevaplar hap gibi. Sadece 140 karakterlik cevap bekliyor gençler. Ne yazık!
Hayatta gerçekten bir şeyler yapabilmek, başarılı olmak isteniyorsa, bu daha titiz bir çalışma gerektiriyor. Çok daha uzun süreli, ısrarcı, gayretli ve planlı. Hiçbir şekilde 140 karaktere sığmayacak bir özveri.
Çoğunlukla bu tür sorulara doğru düzgün bir cevap veremeyişim yanlış da anlaşılıyor üstelik. Örneğin bugün bir genç bana “Serverlar hakkında bilgi nereden alabilir?” diye sordu. Nasıl anlatabilirim ben şimdi bunu 140 karakterde? Beklenti öyle çünkü… En fazla 3-4 sayfa doküman linki bekleniyor. Tamam okudum ve sunucuları anladım. Bu bizim gençliğimizi yıkıyor; farkında olun artık; bir konuda gerçekten bilgi sahibi olmak istiyorsanız bu 140 karakterlik muhabbetleri bırakın. Saatlerce, günlerce, aylarca ve yıllarca çalışmanız lazım. Bu işin bu kadar kolay olduğu saçmalıklarına inanmayın. Bunu pompalayan kapitalist sisteme karşı çıkın lütfen. Onlar sadece size “kullanmayı” yani aslında tüketmeyi öğretiyorlar. Bu kadar bilmenizi istiyorlar. 140 karaktere sığdırmak istiyorlar her şeyi.
Ama gençleri hor da göremiyorum. Sektörümüzün en önde gelen firmalarından birinin bile bir “sertifika” programında sadece birkaç on sayfa bilgi ve birkaç on sayfa da soru var. Sorulara cevap veriyorsunuz ve bir anda gökyüzünden bir değnek size tıklıyor ve siz “Yetkin Bilgisayarcı” oluyorsunuz. Ne yazık!
Bakın son 8-9 senede sadece ve sadece gençlerin eğitimi için 60,000 sayfa doküman ve 1,000 saat görsel eğitim hazırladık Bilişim konusunda. Sadece CompTIA A+ eğitimimiz için 22,000 adam saat harcadık. Emek budur işte. Çok daha uzun sürede ve çok daha fazla özveri gerekir hayatta.
Hayatta başarılı olmak istiyorsanız önce istekli olmalısınız, zaman ayırmalısınız, odaklanarak ve çok çalışarak emek vermelisiniz. Emin olun bunlar 140 karaktere sığmaz.
Murat Feyzifar
Niyazi hocam elinize sağlık, 140 karakterlik alanları eğlenceden öteye taşıyıp hayatını orada geçirmeye (belki isteyerek, belki istemeyerek) karar veren gençler var. Yazınızın kısa ve öz olması da belki onların da bu yazıyı okuyarak bazı şeyleri sorgulamalarına vesile olabilir.
Teşekkürler
Abdullah KOÇ
Hocam önce saygılar sunuyorum. Gerçekten damardan girmişsiniz. Çalışmalarınızdan ötürü takdirlerimi ve şükranlarımı sunuyorum. Başarılarınızın devamını diliyorum.
Çalışınca olur… Hayalleri olanlar asla uyumaz ama biz…
Kalın sağlıcakla
Fatih SİVRİ
Merhaba Hocam,
ortada bir enkâz var. siz malum enkâz’a yeniden göz atmamızı istediniz. ama gençlerde istek yok. yaz molla google’ye al cevabı olmuşlar. çare öneriniz için kitapta bir çok yöntem var…’ ama işçilik’e değecek genç yok gibi …!
ellerinize sağlık..!
hürmetlerimle..!
ahmet kusdemir
Size imreniyorum hocam.
MUSTAFA BUDAK
Merhaba
Is yapacak insan bulmak nekadar zor ise iş yaptırabilecegimiz insanları yetiştirmek ise bulmaktan kat kat zor.
Benimde Söylemek istediklerim 140 karaktere mutlaka sıgmayacak kadar cok.
Umutsuzluk ise en büyük düşmanımız.
Bu Alanda adam yetistirme ihtiyacını milli bir mucadele olarak gormek.
Bu ugurda Sahsen ugradıgımız zararları gorev sayıp yola devam edecegiz.
OC71 lerle ve AC187 lerle PL504 PY88 lambalarından FPGA lara uzanan yolu anlatacagız genclerimize.
Simdilik uzaktan seyrederek sizleri çalışmalarınızda başarılar diliyorum.
Yolunuz acık olsun.
Selim ÇELİK
Suç 140 karekteri ücretsiz hale getirip yada 10.000 mesajı 10 tl gibi cüzzi fiyatlarla gençliğimize sunan bunuda gururlana gururlana yapan o operatörlerin…
Basri POTUR
Sokrates e bir genç sorar”ilim ve irfan sahibi olmak isterim bana öğretebilirmisiniz” der. Sokrates beni takip et der,uzun yolları aşıp bir denizin kıyısına gelince dönüp arkasındaki gence seslenir devam et.Denizin içine doğru ilerlerken bir dönüp genci boğmaya kalkar,Genç bayılır ve sokrates onu kıyıya bırakır.Genç uyanıp kendine gelince hemen soluğu soktartes in yanında alır ve kızgın bir şekilde sor “Ey Sokrates beni neden boğmaya kalktın”,Sokrates soruya soru ile cevap verir Boğulurken en çok istediğin şey ne idi.Genç “hava” der,Sokrates “ne zaman hava kadar ilim ve irfan sahibi olmak isteyeceksin ozaman peşimden gelder”.
Hocam hava kadar isteyecek gerçekten inan veya inanabilecek insanlara faydanız zaten dokunuyor gerisini düşünerek kendizi üzmüş olursunuz.Toplam ancak özbenliğinin farkına vardığında Gerçek Birikime sahip olur. Uzun oldu fakat içimden gelenler bunlar
A.SAHIN
Yazının başında, birileri Gsm operatörlerine mi kızdı yoksa bu operatörleri kullananlara mı diye düşünme hali oluşurken, yazının ortalarında bir gülümseme aldı beni; konuyu algılayınca, sonuna kadar merakla okudum.
Konu ortadaydı aslında, geçenlerde bir tv programında bahsi geçmişti aslında. Anketler bile yapıldı. Uzun uzun konuşuldu.
Sizi gayet iyi gayet iyi anlayabiliyorum. Siteminiz bu sıkışıklıkta kalmışlarada değildi aslında, peki ya neye veya kime.
Birşeylerin kolaylaşabilmesi adına çalıp durmadınız mı? Daha modernize, daha hızlı, daha teknolojik olsun diye değilmiydi. En hızlı bilgiyi, en kısa şekilde elde etmek değilmiydi!
Herşeyi tasarlarken, tüm algoritmayı baştan sona tekrar tekrar inceleriz. Herhalde baştaki “isteklimi” karar mekanizmasını kurmayı ve devamında “bilgi var mı?” var “öyleyse zaman kaybetme direkt olarak bilgiye bağlan” bağlanıldı, “bilgi detaylı kısa bir özeti var ” … işte size 140 karakterin hatalı algoritması.
Hatayı düzeltecekmiyiz, yeniden mi…
Eren
Bir üniversite öğrencisi olarak çok uzağa gitmeden kendi bölüm arkdaşlarıma bakınca bu durumu görebiliyorum ve üzülmüyorda değilim, herşey karşı taraftan bekleniyor . Güncelliğini kaybetmiş bilgilerle dolduruluyoruz ve bir çok kişi bunun farkında fakat buna karşı azimle , istekle yeni bilgilere ulaşma hevesini taşıyan kişiler bir elin parmaklarını geçmiyor.
Selim kamil
Hocam genclerde okumama hastaligi var. Diyorum stajyerlere hergun bir konuyu arastiracaksiniz. Kulaktan dolma, “söyleymiş” ‘lele karsima geliyorlar. Bulduklari dokumanlar asla okunmuyor. Okuma sorunumuz cok buyuk!
Saygilarimla
Sedat Elcivan
Yerinde ve doğru tespitleriniz için teşekkürler. Büyük bir makinenin küçük parçaları olmayı kabul ettiğimizde ve küçük parçalar iyi çalışırsa ancak o makinenin iyi çalışabileceğini anladığımızda bir çok şeyi aşacağız gibi geliyor..
Bir eğitimci olarak bahsettiğiniz sorunları gençlerde sıklıkla gözlemliyorum. Ancak umutluyum, umutlu olmak zorundayım bir eğitimci olarak. Ayrıca gençleri anlamaya çalışıyorum ve bir çok olumsuzluğun sorumlusu olmadıklarını düşünüyorum. Çözüm noktasında iyi yaşam örneklerini, başarı örneklerini (sizler gibi..) sıkça duyurmakla başlamamız gerektiğini düşünüyorum. Başarı için sihirli bir değnek olmadığını en önemli şeyin durmaksızın ve bıkmaksızın çalışmak olduğunu her fırsatta söylemeliyiz gençlere, ben bunu yapıyorum. Gayretleriniz boşa gitmiyor emin olun..
Abdullah Erçin
Günümüzdeki gençlik emmek harcamadan nasıl para kazanırım mantığıyla hareket eden hale gelmiş durumda. Bugün 20-25 yaş aralığındaki gençlerin %80 i kendini bilgisayar konusunda uzman görüyor. İnternet ortamındaki hazır kurulum DVD sinden edinen herkes bilgisayarcı… Emek, araştırma, öğrenme, okuma yok… Çalma, kopyalama, hızlı para kazanma hırsı var… Herkes param yok iş ver diye geliyor, iş veriyorsunuz zor gelip 3 gün sonra işi bırakıyor. Haklısınız 140 karaktere hiçbirşey sığmaz, ama 140 karakter üstünü okuyacak gençlik de bana yok gibi geliyor… Ne emek harcanacak ne de emek harcayacak gençlik yok artık…
ferhat
sayın hocam elinize sağlık. fark edilmeyen bir konuya değinmişsiniz. teşekkürler.
Berk
Neden 140?
Niyazi SARAL
140 Karakter “Tweet” atarken (ne yazık ki bu da topluma empoze edilmeye çalışılan bir kelimedir) sınırlamadır. Twitter kullanmıyorsanız bilmiyor olabilirsiniz. Makalede buna bir gönderme yapılarak daha çok kısa, çabucak ve üstünkörü verilen/alınan bilgiler anlamında kullanılıyor.
Ömer Faruk GÜNDÜZ
Bahsettiğiniz gençlik benide çok üzüyor. Arasıra firmamıza gelip bana bu işi öğretin diyenler ve bir hafta sonra öğrendim tamamdır diye işi bırakanlar oluyor.
Demek ki bazılarına 140 karakter yetiyor.
salim parlar
merhaba;
140 kelimenin içine sığdırmak için hayatı gençleri büyükleri zorlamadı mı?
her akşam ayrı diziler seyrederek,başkalarının hayatını yaşayışını merak edip seyrederek,neredeyse hiç birkitap okumadan tv karşısında oturup durarak…
bugünün gençleri aslında ne gördü ise onu yapıyor.nasıl kurtuluruz bilmiyorum ama
şu gereksiz tv seyretme alışkanlığından kurtulmadan tüketici konumundan çıkamayacağız herhalde.
emekleriniz için kendi adıma çok teşekkür ederim.
iyi çalışmalar.
Web
Önemli bir konuya değinmişsiniz. İçtenlikle yazılmış bir yazı. Düşüncelerinize katılıyor ve birşeylerin değişmesini umut ediyoruz.
Fatih Yudar
Elinize Sağlık hocam çalışmalarınızı yakından takip ediyorum ve bilgi sahibi olmak isteyen herkese tavsiye ediyorum emekleriniz teşekkür ve dua ile ödenmez bize düşen bir
görev olursa seve seve yapmaya hazırım
saygılarımla
Erol Dal
Merhaba Niyazi Hocam;
Açıkcası e-postama sizden mail düşünce biranda 20 yıl geriye gittim. Yazının içeriğini okuyunca ise benim gibi bir kaç kelaynak kuşu hala kalmış dedim. Anımsarsanız Çizgi’nin Asus’daki çabası ve her Asus Anakart alanı neredeyse bir bilgisayarcı yapacak kadar eğitimine ve desteğine önem vermesi sizi, bizler gibi bilgiye değer veren ve satırlara sıkışmış test usullerinden geri duran sektörün eskilerinin nezdinde bir önder olarak algılanmanızı sağladı.
Fakat sizin de benmim de içerisinde bulunduğumuz sektör yazınızda söz ettiğiniz gibi Tüketimin acımasız kurallarının hakim olduğu sektör. Dolayısıyla, insanların NASIL sorusuna verdikleri cevap NEDEN sorusunun cevabı yerine ikame ettiriliyor ve yine yazınızda belirttiğiniz gibi, onların öğrenilmesini istediğinden fazlası, yasak, haram, gereksiz, olarak empoze ediliyor.
Nacizane düşüncem odur ki; Bilginin değersizleştirilmesi ve tüketen toplumlar halinde sürü yönetim politikalarının güdülmesi, bu topraklarda özel bir gayret ile resmi veya gayri resmi organlar tarafından örgütlenen planlı bir operasyondur.
Teşekkürler
Selamlar
Özgür Onur DERMANİ
Hocam, sizin kurduğunuz bu sitenin sadece elektronik vs. ile bilgi vermiyor olup sizlerin bir ağabey gibi günümüzde yaşatılamayan gerçekleri bizlere aktarmanız zaten elektronik adına “çağ” atlatan bu siteye ayrı bir değer getirmekte.Gönülden teşekkürler… Saygılarımla.
zeliha
hocam tşkr ler çok güzel bilgiler.
Özcan ALTUN
Hocam Sizi canı gönülden kutlarım. Yüreğinize sağlık. Çok güzel konuya değindiniz.
Muhammed Mastar
Bu dediklerinizi her Allahın günü arkadaşlarıma anlatıp her Allahın günü terslenmekten bıkıp usanmıştım,bu yazının linkini vereyim de biraz da sizi terslesinler..
Elinize sağlık hocam,konularınızın her biri ayrı bir açı katıyor,umarım daha sık konu açarsınız..
Alper UYAR
Sizden öğreniceğimiz çoook fazla şey var hocam… Hersey için teşekkürler 🙂
murat koc
nıyazı hocam 2000 yılında copten buldugum pentium 486 ıslemcıli masa ustu bılgısayarla basladıgım ve ısrarla ogrenme tutkusunu google ıle sızın sayfanızı bulusogaltmak nasıp etsındugumda donanım ne oldugunu sızlerın sayesınde basladım ogunden brı bır turlu bırakamadıgım artık amatorlugunde otesıne tasan bılgı ve becerılerım sızlerın sayesınde oldu ıyı kı vasınız allah sızın gıbı hocalarımızı dahada cogalmasını nasıp etsın sagolun var olun
Mustafa Kemal YAZICI
Hocam sizi önemli bir yaraya parmak bastığınız için kutluyorum. Maalesef gençlerimiz ne istediğini bilmeden özenti içerisinde yaşamaya çalışıyorlar. Herşeyi hazır bekliyorlar. Gerçekçi ve ilerici bir bakış sergilemeye cesaretleri yokmuş gibi bir halleri var. Halbuki o inanç ve cesaset bizim milletimizde mevcut.
Esenlikler dilerim.
Murat BAYGIN
Aslına bakarsanız hepimiz 140 karaktere mahkumuz. 1983-1987 yıllarındaki Teknik Lise eğitimimde bize hocalarımız lamba karartma devresi verir (üzerinde 20-30 eleman var) çalışmasını anlatın derlerdi. Bu soru 10 puan olurdu. Şimdi ben lamba karartma devresindeki bir triyağın sembolünü soruyorum ve yine 10puan. Daha fazlasını öğretemiyorum ve soramıyorum.
Nedenlerini herkes biliyor…
metin yüce
Ellerinize sağlık çok güzel anlatmışsınız,eleştrilerinizi dikkate alıyoruz…
umut özhan
Hocam konuyla alakalı değil pek ama kendimizi geliştirmek istediğimizde de mesafe sorunlarıyla karşılaşıyoruz kendimizi geliştirme vabında bir çok sertifika ve eğitim kursu istanbulda verildiği için biz bu şanslardan mahrum kalıyoruz işletmeci olduğumuz için işyerini bırakıp gelemiyoruz malesefe çizgi elektroniğe bu konuda ytapmış olduğu çalışmaları yakından takip ediyorum fakat daha kapsamlı sertfikasyon çalışmaları yapmasınıda rica ediyorum
Süleyman AKPINAR
Saygıdeğer Meslektaşım;
Beyninize Yüreğinize Emeğinize sağlık* İyiki varsınız. Ben 28Yılımı Eğitime ve Kültürel kirlenmeye insanlık düşmanı tüketen Kapitalizme mücadeleye adamış bi eğitmenim.
Sadece 140 karaktere sıkışmış değil her açıdan kısırlaştırılmış hayatlara mahkum bir toplum yaratılıyor. Sizlerin emek ve çabaları biz eğitim emekçilerine umut aşılıyor güç veriyor; iyiki varsınız…
salih
Merhaba Hocam,
Herşeyden önce geleceğimiz ,milli birlik ve beraberlimizin yegane hazinesi olan gençliğimize sağladığınız katkılardan ve destenlerden dolayı çok teşekür ediyorum.Muakkak bilinmelidir ki sizler gibi eğitime destek veren bireyler ancak ve ancak kültürlü ve heryönüyle kendini tamamlamış geçler arasından çıkabilir.Siz le türk gençliğinin kendi milli değerlerini hiçe sayıp kişisel ve gayri resmi çıkarları için toplumu sömürmek isteyen birtakım “kan emicilere” karşı büyük bir savaş açtınız.Bu eğitimlerinizle sizler yeni nesil türk evlatlarının geleceğine yanlız ışık tutmakla kalmayıp uzun zamandan bu yana memleketimizde hiçe sayıla gelen eğitim seferberliğini başlatmada büyük bir öncülüğe sahip oldunuz.
Eğitime ve Bilime katkılarınızdan dolayı size ve tüm kurumunuzda çalışanları canı gönülden çok teşekür ediyorum.
semsi
eee aslında size hak vemek imkan dogrultusunda degil ama nacizane fikrim bu konuda haklı oldugunuzu belirtmek eeeeeeeeeeeeeeeeeeeeee. ben bir lise mezunu olarak şunu söylemek isterim yeni acılımlar veya renk tat ahenk veya yapılım yaptırım olarakda düşünürsek karşılıklı alış veriş demek daha iyi olurdu yanı zevk hep tek taraflı olma veya olmama bunlar cok farklı şeyler bu konuda fikrimin bile olmamasından şükranlarımı belirterek hoşcakalın demek isterdim
Mehmet
Aslında çok şey söylemek isterim bu konuda ama duygularımı benden çok daha güzel anlatan arkadaşlar var… Sayın Niyazi Hocam, serzenişinizi anlıyorum ve açıkcası üzülüyorum da fakat bu yolda doğru olanı yapmaya devam ediniz. Unutmamak lazım ki; bir kişi değişir dünya değişir…
Kalın sağlıcakla…
Sait
Niyazi hocam çok haklısınız yeni mezun olmuş bir öğretmen adayı-olarak öğretmenliği ikinci plana atığp özel sektörde çalışmayı düşünüyorum,bu sebeple bazı şirketlerle görüşmem oldu, bende şu konudan şikayetçi yim yıl meslek lisesi, yıl mesleki bilgi ve yaz stajları ve çalışmalarınıda buna dahil edersek yaklaşık 9-10 yıldır bu işin içerisindeyim ,ancak görüşmelerde ilk karşılaştığımız soru dil bilgisi,tamam dil olmalı ancak teknik anlamda çok üst seviyede olsanda birşey ifade etmiyor işveren için eğer pratik konuşma varsa tercih ediliyorsun. Bende naçizane içimde olanları sizinle paylaşmak istedim. Teşekkür ederim.
emre
bende bu portala üyeyim, hem hocayı hem bu ortamı az çok tanıyorum.
başda hoca ve diğer yorum yazan herkez sağa solla sallamış durmuş, suçu kendinizde arayın.
“Birini suçlamak üzere ileri uzattığın elinin 3 parmağının seni gösterdiğini unutma!”
Nietzsche
can
nedir bu 140 karakter keşke onu da söyleseymişsiniz
Niyazi SARAL
Merhaba,
140 Karakter “Tweet” atarken (ne yazık ki bu da topluma empoze edilmeye çalışılan bir kelimedir) sınırlamadır. Twitter kullanmıyorsanız bilmiyor olabilirsiniz. Makalede buna bir gönderme yapılarak daha çok kısa, çabucak ve üstünkörü verilen/alınan bilgiler anlamında kullanılıyor.
mısırlı
Merhaba ,
Sevgili Niyazi Hocam,
Yazılarınızı çok sık olmasada okuyorum.
”sanal ben”i tanımıyorsunuz, Sayfanızda ilk kez yazıyorum, ve daha ilk yazımda böylesi bir giriş yaparak tepkinizi almak istemiyorum, yazıp-yazmama konusunda çok düşündüm fakat yazma isteğime engel olamadım.
Bu yüzden konunun ortasına dalıp yerli yersiz yazmışsam sizden özür dilerim.
Yüzeyden baktığınızda haklı görünüyorsunuz.
Fakat kapitalizme karşı bayrak açtığınız noktada size şunu sormak isterim.
Kariyerinizi ve şu anda bulunduğunuz noktayı kapitalizme borçlu değilmisiniz.
Şu anda Kapitalizme hizmet eden bir şirketle ilşkiniz yoksa ”free” iseniz söylediklerimi hiç okumamış olun, aksi halde bu yazdıklarınız birilerinin fena halde canını sıkabilir.
Bu durumda düşüncelerinizi özgürce ifade edebileceğiniz bir forumda, yada en iyisi bir felsefe sitesinde yazmanız gerekliliği ortaya çıkar.
Burda ”Yaşa” ”Varol”ların içine sıkışmış görünüyorsunuz.
Daha özgür bir ortamda ifade etmek istediklerinizi yerli yerine oturtabileceğiniz zemin bulabilir entellektüel yönde seyir hali alacak tartışmalara yelken açabilirsiniz.
Saygılarımla.
Niyazi SARAL
Merak etmeyin hiç garipsemedim. Haklısınız da. Belki biraz beni tanısaydınız daha az eleştiridiniz ama görünürde tam haklısınız. Hani bir laf vardır “40’ından önce kominist olmayan kalpsiz, 40’ından sonra da kapitalist olmayan kafasızdır.” diye. Belki ben biraz böyleyimdir.
Yüksel SARAÇ
Selam ben de buraya üyeyim yaşım 44 1985 de end mes lisesinden elektronik bölümünden mezun oldum. 2005 yılında kendi işyerimi açtım tamiratla uğraşıyorum
öyle laptoplar geliyor ki elektroniğin ruhuna ters bakımlar yapmışlar şaşırıp kalıyorum bunlar hemde ciddi servislerden geliyor. Herkez eline iki tornavida almış vidaları söküp söküp uzunluğuna kısalığına bakmayıp takıyorlar bu işin ciddi bir iş olduğunu ne zaman anlayacaklar bilemiyorum elektroniği ve teknolojiyi çok hafife alıyorlar sonuç olarak da heryer elektronik çöplüğü oluyor ülke kaynakları heba olup gidiyor asıl tamirat yapacak firmalara ciddi bir elektronik bilgisi verilmesi gerekiyor vesselam
herkeze saygılar
Osman Zafer Dündar
Yıllardır keyifle okuduğum ve okurken her zaman birşeyler öğrendiğim klasik Niyazi Saral yazılarından birisi, yine okurken keyif aldım ama bu sefer yorumlardan da birşeyler öğrendim, teşekkürler Niyazi Bey…
Niyazi SARAL
Selam eskimeyen dostum 🙂 Umarım sihhatiniz ve aileniz iyidir..
Azmi
Tek kelimeyle ağzınıza sağlık. Gençlerimizin bu kapitalist sistemin dişlileri arasından sıyrılmaları gerekiyor artık. Sizin gibi insanların sayıları arttıkça bu münkün olacaktır. Size gönülden katılıyorum.
Sercan Ersin Gezer
Hocam sizi özenle takip ediyorum. Fikirleriniz be bakış açınız çok güzel, makalelerinizi taktir ederek ve özenle okuyorum. Çok teşekkür ederim…
Murat
Hislerimize tercüman olmuşsunuz.Evet hayat sadece 140 karakterden oluşmuyor ve bu kadar da basit değilhalbuki ne de yaşanacak şey var değerini bilip ona göregereğince değer verilmesi lazım
Teşekkür ederim
Ali An
İçimdeki 63 yıllık birikime tercüman olduğunuz için teşekkür ederim. 22 senede fotoğrafçı oldum. Ancak hâla öğreniyorum. Bilgisayar işini “kıvırabiliyorum” demek için 15 yılımı harcadım. Ancak hâla okuyorum ve öğreniyorum. ALLAH’tan gençler için kendilerine daha fazla dinleme ve öğrenme arzusu bahş etmesini diliyorum. Saygılarımla.
Cem ÖZER
İçinizdeki 140 karaktere sığmayan volkan patlamalarını anlatan yazınızı büyük bir keyifle okudum.
Yorum gönderen herkeze katılıyorum ama önemli olan öğrenme yetisinin ve hayat mücadelesinin nasıl yapılması gerektiğini ebeveynlerin çocuklarına yetersiz bir biçimde öğretiyor olmasıdır.
Sorunun kaynağı budur diye düşünüyorum.
Açıkcası öğrenmek ve başarılı olmak isteyen bence olabilir. önce istemek gerekir diye düşünüyorum.
Başarılarınızın devamını diler Saygılar sunarım…
Cengiz Pak
140 karakter içine sığmaya çalışmak yalınlaşma açısından doğru da olabilir. Gençler hızlı başarı yakalamak ve sonra bir şey yapmamak istiyor olabilirler, belki 140 karakter buna yetebilir. Ama benim gördüğüm önce bir şey yapmamak sonra da başarılı olmak algoritmasının adımlarının çekiciliğinin her şeyin ötesinde olması.
Diğer yandan her açıdan tasarruf iyidir, söyleyecek bir şeyi olmayanlar için 140 karakter bir roman kadar uzun.
Niyazi SARAL
Cengiz Dostum seni çok iyi tanıyorum. Şeytanın avukatlığını yapar yaklaşımını da anlıyorum. Bir başka bakış açısı sunuyorsun insanlara belki. Ama seni tanıyanlar nasıl ve neler için yıllarca çok yoğun emek sarf ettiğini ve başarılarının nedeninin bunlar olduğunu da çok iyi biliyorlar 🙂
Saygılar Genel Müdürüm.
Cengiz Pak
Yahu yazılanları takip etme, git biraz gezin.
Sevgiler
mustafa turgut
Bu sadece sizin sektörde değil her sektörde ve toplumun her katmanında böyle oldu ne yazık ki…
Vedat KAVALCI
Hocam,
elinize, kolunuza ve aklınıza sağlık. Ezbere yaşayan bir toplum, alca karanlıklardan oluşan bir toplum ( yarım yamalak bilgi ile yaşayan) en önemlisi bırakın geleceği önünü bile göremeyen bir toplum haline geldik ya da getirildik..
Yazınızı bu kadar okuyan olması da çok güzel.. Saygılarımla…
nasrullah şentürk
Bu yozlaşmanın toplumun her alanında,heran yaşandığını bilmekde en acısı olsa gerek.
inşaallah yek ruzz çeşmimen aftapra mebenad.
2kb
1-çok az kişi teknik veya bilimsel bir şekilde bir konuyu merak edip takip edip ürün çıkarmaya çalışıyor.
2-herkesin mali durumu yok kendi başına öğrenmeye
3-bu yüzden (tabi çok önemli başka sebeplerle de) herkes üniversiteye gidiyor
4-demekki sorun üniversitelerde.
5-çözümle 140 harfin hiç alakası yok.
bilime, tekniğe saygı maalesef 0. bilime saygı duvar gibi durarak olmaz, itaat etmekle olur. yapana yardım etmek, ilgi göstermekle olur. tepkisiz olmak yine bir mertebedir. ancak günümüzde ilkokuldan itibaren tek yapılan şey dalga geçmek. herkes yolunu bulup kendine çalışıyor. sorun ne kapitalism ne de böyle şeyler, bunlar sadece isim. sorun ilk başta da vardı 2011’de de var. sorun ahlak temellerinde. çözüm, insanın dünyaya niye geldiğinde. insan kendine dürüst olmazsa hiç bişi kaybetmez. niye başkasını kazıklamasın? demek dünyadaki anlamı,konumu,amacı çözen insanlar ancak dürüst olabilir. bilime saygı da ancak dürüstlükle olabilir.
bu sorunu niyazisaral.net ‘de çözemez. bu sorunu doğumdan itibaren eğitilen toplumlar çözer. ne yapsakta bu insanlar sadece kendilerine çalışmasa? bilimin şerefini kim ne yapsın…doğruları “-ism”lere emanet edersek onları üreten, çıkaran insanlara hizmet etmiş olursunuz. zaten bilimin kaynağı da insan değildir…üçkağıdın kaynağı insandır
Cemile
en fazla 500 kelime ile konuşan bir ülkede yaşasaydım, reklam sloganları beynime beynime işleseydi, herkes bir takım büyük işlerin uzmanı olduğunu söyleseydi fakat konuştukça küçülselerdi.. eh, ben de büyüdükçe aptallaşsaydım, espri yeteneğim olsaydı, nüktedan yaklaşımları sevseydim, laf atmayı ve atılanı karşılamayı becerebilseydim.. Ben de 140 karakter içinde yaşayabilirdim…
Bunun nesi garip? Sadece bir mecra sorunu var anlaşılan, server’larla ilgili soru, size ulaşılabilecek forum/ tartışma alanı gibi başka bir yerin sorusu. Twitter’ın değil. Twitter’ın konusu olan şeyleri sıralamak imkansız ama, istenilen bilginin cevabı tek bir link vs. olmadıkça, o sorunun Twitter’dan sorulamayacağı/ sorulsa da efektif olamayacağı zaten açık değil mi?
hap bilgiler’in adı yeni ama yapı olarak çok eski değil mi? iki tane twit/ iki paragraf yazı.. okudum diye kim kendini bilgili ilan ediyor? üç makale okutup sertifika verenler de utansın, paragözlükten başka birşey değil bu. Bu tip hastalıklı durumlardan örnekler, kimseye örnek olmaz 🙂
Bilginin minik bir parçası bile, onun ne kadar engin olduğunu anlamaya yeter. O konuya hakim olmak demek, hayatını onunla geçirmek ve bitmeyecek bir okuma/ araştırma içinde olmak demek değil midir? Ama bazen de 100 tane harf oyle bir dizilir ki, kendinizi binlerce cümlelik bir okyanusta bulursunuz.
Önce üniversitede bunları öğretmeliler bence, iyiki üniversite okumamışım 🙂
Kemal BALABAN
Ne kadar güzel bir makale yazmışsınız hocam.
Teşekkürler 🙂
Erdem Korhan
Sayın hocam;
Öncelikle yazınızda vermeye çalıştığınız ana temaya yani ”en iyisi için çok çalışmak”katılıyorum.Ancak satır aralarına inip dikkatlice irdelendiğinde sanırım biraz da serzeniş ve durumu kabullenememe görüyorum.
Evet en iyi olmak için en iyi çabayı sarf etmeli, çok çalışılmalıdır.Ama şunu da göz ardı edilmemelidir.Günümüz bilgi çağı, insanlar bilgiye çok rahat ve hızlı ulaşabiliyor.Bilgisayar alanında donanım yada yazılım, teknik alanda robotik sistemler ve plc yazılımlar, mühendislik alanında analiz yada tasarım disiplinlerinde temel anlamda eğitim almış her birey ulaşabildikleri bilgileri kullanarak kendilerini geliştirebilirler.İlla ayrıcalıklı bir kurs yada eğitim almak zorunda da değiller.kaldı ki mevcut kurslarında kalitesi tartışılır (iyilerini tenzih ederim)…
Farkında değiliz belki ama biz gençlerin tez canlılığını eleştirirken onlara kendilerine yetebileceklerine dair hiçbir çaba göstermiyoruz.Herkes siz yada bir başkasından ders almak imkan yada zorunluluğuna mecbur değil.Bırakın bir gün ”ben bunu bilmiyormuşum” diyebilme dirayetini tecrübe ve birikimleri ile kazanabilsinler.
Atalar doğru söylemişler ”Kulak boynuzu geçer”…
saygılarımla…
Fuat
Merhaba ben bir kullanıcı ve de sizin bahsettiğiniz gibi bir kişiyim ama benim imkanlarım bu kadarını öğrenmeme neden oluyor ama beni anlayacak bir bilgisayarcı hala bulamadım yaptığınız işleri ve azimi takip ediyorum sizi de takip ediyorum örneğin ben elektronik okumayı cok istiyorum amam olmuyor veya görsel programlarla bir anakart bir ram bir ekran kartı vb elektronik şeylşerle uğraşmayı mükemmel ir şekilde iştiyorum ama bana bu imkanları verebilecek bir şirket daha bulamıyorum aynı zaman da sizi de takdir ediyorum bu sektörde sizden daha iyisini göremiyorum işinize sahip çıkıyorsunuz bana bu konuda döküman l,nk vb şeyler göndermenizde bana çok büyük bir yararınız olur ben tek başıma ne kadar size karşı çıkabilirim ki sadece kendi çapımda elektronik parçaları tamir etmnek istiyorum farkli meslek okudum ama bana yararı olmadı ticaret meslek lisesi muhasebe bölümü bankacılık bölümü ve bunlarda yetmedi zamanla işletmenlik programcılık ve hatta donanım bile aldım 98 yılından beri bilgisayar kullanıyorum ama benim sorularıma sizin gibi 140 karekter değilde uzun uzun dökümanlar ve bilgileri verebilecek bir kişi bulmadım bu arada bu bilgiler sadece bir lise mezunu olarak yazıyorum hayata bakış açım kısıtlı belki üniversite okusaydım bu sorular değilde daha farklı daha detaylı soru yazaar ve sizin de belirttiğiniiz gibi 140 karekterr değilde bu sistemin sonu olmayacak kadar soru sorabilirdim.
macit
o gençleri kimler yetiştirdi, kimse sorumluluğu üstüne almıyor! asıl sorun burada… “o bahsedilen gençler” için yüzlerce makale yazmak hiç de zor değil, yeri geliyor bende “liseli” diye ezip geçiyorum fakat gençlerimizi bu şekilde yetiştiren zihniyet hakkında en ufak bir öz eleştiriye rastlamadım bugüne kadar. bu konu hakkında bir makale rica ediyorum “siz büyüklerimizden”…
Niyazi SARAL
Çok haklısınız. Bazen ben de kendi çocuklarımın benzer davranışlarını görünce öz eleştiri yapmam gerektiğini düşünüyorum. Çağımız böyle galiba…
gokhanterzi
başarılı biryazı, tebrikler.
ihsan Cengiz
Evet Niyazi hocam çok haklısınız. Şahsen başkalarını değil kendimi örnek vereceğim
oyun onamaktan 1 yıdır o emek sarfetiğiniz derslere katılmak hiç değilse bir miktar bilgi sahibi olmak istiyorum ama iyi olanı yapmak gerçekten çok zor. Bu yazınızdan sonra sanki bilincime sihirli bir değnek dokundu ilk etapta web tasarım kurslarınıza yarından tezi yok başlıyorum. Aynı süre içinde donanım kurslarınızada bakacağım.
Ayrıca bende orta yaş sınıfındayım pek genç sayılmam ama o dersler bana bile faydalı olacaksa gençlerimiz gerçekten azimle öğrenirlerse problemlerimizde en aza inecektir.
Belki kendileri küçük bir firmadan yola çıkıp çok büyük şirketler olacaklardır. Yeterki istesinler ya ben zıraat mühendisi oldum şimdi web tasarımcılığımı öğrenecem veya ben x mühendisi oldum şimdi eletronikmi öğrenecem demesinler. Yada ben lise mezunuyum bunlarlamı uğraşacağım demesinler. Unutmayalım ne x mühendisiliğini bitirirseniz bitirin siz mühendis olmadınız sadece size türkiye cumhuriyeti eğitim şartlarına göre öğrenmeyi öğretiler onuda beceremediler ama olsun artık bu adam x mühendisi deyip elinize bir diploma verdiler. Sakın ola kendizi mühendis zanetmeyin siz sadece öğrenmeyi öğrendiğini bilirseniz daha öğrenecek çok şeyiniz var demektir.
Bilmem anlata bildimmi.:)
münir polat
Merhaba
Yazdığınız yazıda belirttiğiniz toplumsal sorunumuz gerçekten nereye gidiyoruz dedirtiyor bana.
Toplum olarak nereye gittiğimizi bilmiyorum fakat kötüye gittiğimiz kesin.
İşyeri işleten birisi olarak gençleri birebir tanıma şansım oluyor. Yetiştirip çalıştırmak için işe aldığım gençlerin hemen hemen hepsinin hiçbir ideali yoktu. Hafta sonu alacağı parayı yada akşam olsunda eve gideyim düşüncesindeydi. İdealist bir insan görmek gerçekten zor bu zamanda.
Gençleri yozlaştırıp işe yaramaz bir insan haline getirenlere ve kendine muhtaç edip çok küçük vaatlerle bir yerlere gelenlere sultan süleymana kalmayan bu dünya sizede kalmaz diyorum.
Benim yazımada bir köşe ayırdığınız için teşekkür ederim.
2kb
ümitsiz olmaz hiç bir şekilde çözüme artı sunmaz, sorunu ise arttırır.
ahlak teknolojiden önce gelir. ahlaktaki toplumsal kötüye gitmeye bakmaktansa kendimize bakmak ise çözümün tek yolu…
münir polat
sadece ümit etmekte olmaz.
EMİN HAMUTÇU
Sn hocam, evet çok önemli bir soruna parmak basmışsınız. Son yıllarda gençliğimiz büyük bir boşluk içinde. Zaten ülkemiz en büyük sorunu olan eğitimsizlik yaftasını sırtından hiç atamadı. Eleştiren, sorgulayan, önce kendi çıkarını değilde ülke çıkarını ön plana almayı önemseyen bir kişiliğe sahip fertlerimiz maalesef çok az. Bu topluma eğriyi doğruyu anlatmak lazım. Bıkmadan, usanmadan, korkmadan öğretmek lazım. Kapitalizm bizim gibi ülkelerde korkunç acımasız davranıyor. Örneğin, bir gsm operatörünü denemek için iki kez tarife dışı yurt dışını aradım, toplam 2×3 dk konuştum. Faturama gelen ücret inanılmaz idi. (isteyene faxlayabilirim) Tam 215 TL. Bunun sorumlusu elbette ki sadece kapitalizm değil. Kurt’un önüne savunmasız kuzu koyulursa sonuç kaçınılmazdır. Çarpıcı bir örnekle yazımı bitirmek isterim; 7 milyon yaşlı nüfusa sahip Norveç ile, 70 milyon genç nüfusa sahip ülkemizin yıllık ürettiği malın parasal değeri aynı. Ne kadar korkunç, değilmi? işte bunun nedenlerini bile sorgulayamayacak durumdayız. Yani malımızın onda dokuzu çalınmakta ve bizim bundan haberimiz bile olmuyor. Ama suçun büyüğü aydınlarımızda. Gerçekleri orta yere dökecek ne bir cesarete ne de bir sorumluluk hissiyatına sahip değiliz. Olanlarada ne sahip çıkıyoruz, ne de ciddiye alıyoruz. Bir ülke düşünün ki GİDERİ OLMAYAN HAZİNE GELİRLERİ BİLE ÖZELLEŞTİRME YALANI İLE TALAN EDİLİYOR. Ama görüyorum ki bunu dile getiren kaç kişi var? Yazık oluyor ülkemize. Kapitalizm adım adım bitiriyor ülkemizi ve gençliğimizi…
ismet erdine
Sayın Hocam,
Ben de bir eğitimciyim ve size yerden göğe kadar hak veriyorum.
Işıklar içinde uyusun; Uğur MUMCU’nun çok güzel bir sözü düşüncelerinizi çok güzel özetliyor aslında.
“BİLGİ SAHİBİ OLMADAN FİKİR SAHİBİ OLUNMAZ”
Ne yazık ki; çoğu gencimiz, okumuyor, analiz etmiyor, muhakeme yok, sorgulama yok…
Biz öğretmenlere çok iş düşüyor, düşüyor da biz gereğini yapıyor muyuz acaba?
Melih KARA
Eğitim kurumlarımızda bu görüşlerinizi ders olarak okutmalı, gençlerimize vizyon kazandırmalı, disiplin ve sabırla çalışma bilincini onlara aşılamalıyız.
Cebrail Gaziantep
Gerçekten haklısınız. Maalesef durum bundan da vahim. Herkes armut pişip ağzına düşmesini bekliyor. Zahmetsiz bir rahmet bekliyor. İnşallah … düzeliriz
Ayhan Kutlu
Saygılar ve elinize sağlık. 140 karakterlik sayılabilecek bir yazı yazmışsınız ve içine büyük bir sorunu sığdırmışsınız. Bu problem kapitalist zihniyetin dünyaya hediyesi olduğu doğrudur. Kapitalist sistem bu beyin yıkama yöntemini yanlızca bizim gibi geri kalmış ülkelerde değil kendi ülkelerindeki gençlerin üzerinde de uygulamaktadır. Gelişmiş ülkelerdeki insanlara baktığınızda aynı bizim gençlerimiz gibi boş beyinli, rahat yaşamak isteyen, çalışmadan kısa yoldan isteklerini elde etmeye çalışan, üretkenlikten uzak yaşadıklarını görüyoruz. Bir farkımız var bunlar bilim ve teknolojinin zirvesine ulaşmışlar. Biz ise daha ortaçağı yeni yaşıyoruz. Bizler verdikleri cihazları kullanarak hayatımızı kolaylaştırıp sonsuza kadar böyle yaşayabileceğimizi düşünerek hergün biraz daha bu uyuşturucunun bağımlısı oluyoruz. Bizler teknolojiye hakim olmadığımız için teknoloji ve onu elinde tutan ülkeler bize hakim oluyorlar. Genç nüfusumuzla öğünen bir ülke olarak bu gençlerin nasıl yetiştirilmesi gerektiğini hiç düşünmüyoruz. Bunu düşünmesi gereken kimselerde maalesef piyon olarak koltukları işgal ediyorlar. Bu problemin çözümünü hiçbir şekilde bulabileceğimizi düşünmüyorum. Bir kavonozun içinde balıklar olarak timsahlarla beraber yaşıyoruz.
Özkan
Gerçekten anlamlı ve güzel bir yazı.
Bu yazıyı kendi sitemde de paylaşmak isterim
Yalçın GÖKÇEGÖZ
Değerli hocam bizleri 140 karaktere sığdıran bu kapitalist zihniyet utansın..
Yusuf ERGİŞİ
Değerli hocam ilgiyle hem makalenizi hem de tüm yorumları satır satır okudum inceledim. Sizinle gıyabınızda tanışma fırsatını; online notebook tamiri seminerine katıldığımda göndermiş olduğunuz değerli kitabınızı okuduğumda buldum. Yıllarımın en güzel gecelerini(gündüzleri memur olarak çalıştığım için)eğitimlerde geçirmekten hep mutluluk duydum. Uyku problemim olmasa daha fazlasını yap diyor benliğim. Lütfen yanlış anlaşılmasın reklamımı yapmıyorum. BT üzerine 30 adet sertifika ve ayrıca mesleki eğitimlerimle birlikte lisans eğitimimi kısıtlı zamanlarımı değerlendirerek tamamladım. Ayrıca iyi bir Akademisyen olmak ve çocuklarımıza yaşanan bu sıkıntıların çözümlerini anlatmak olduğum konusunda kendimi borçlu hissettiğim bir hedefim var. Çünkü sizlere ve sizlerden öncekilere Ulu Ünder Atatürk’ün güzel sözüyle minnet borcu duyuyorum. “Mazide muktedirken var gücüyle çalışmış insanlara minnet borcu duymayan kişilerin istikbale güvenle bakmaya hakkı yoktur.” Bana yavrularım soruyor “babacım yeter nereye kadar böyle gecelerin harap olacak” dediklerinde ise “mezara kadar” cevabını veriyorum. Olsun son nefesinde bile hedefi vardı geleceğimiz için diyebildiklerinde ise hedefime ulaştığımı hissedip onlara gittiğim yerden gülümseyeceğim.
Saygılarımla
Yusuf ERGİŞİ
murat
nedir bu 140 karekter anlamadım ?
Niyazi SARAL
Tweet atarken maksimum karakter. Makalede gençlerin çok az bir özveri ile iletişim yapmaya çalıştıkları, hayata kısa ve basit baktığı ve yeteri kadar çalışmadan kazanmaya çalıştıklarına bir gönderme anlamında kullanılıyor.
mehmet
ben google den buldum yazınızı tam 9 yıldır professional donanım uzmanı olarak piyasada serbest çalışıyorum sabit bir firmaya girdiğimde maaş alamıyorum bu yüzden serbest çalışıyorum işin özü sizin yetişdirdiğiniz genclik işini güzel ve heveslen yapsa bile piyasamız kötü onlar ne yapsınlar ? ben şöyle düşünüyorum genc arkadaşlarımız çok zeki bence şu piyasanın durumunu göz önüne alıp gelecek muhasebesi yapıp sonra umudu kırılıp kendine başka bir yok ciziyor bence sistem öyle bir sistemki dünya ülkelerini başbakanlar değil zengin iş adamları yönetiyor yani yönetimdeki kişilerin bile bu konuda bir kurtuluş planı bile yok o kadar caresiz bir düzen bu benim düşümcem kul köle devri biter o zaman düzen yerine gelir $ gören insanlardan bahsediyorum tabi bu kadar saygılar…
Bedri İpekli
Hocam, gençlerin en çok hataya düştükleri konu; Google giriliyor, sorusuna yanıt aranıyor, ne yazıkki bu yanıt yeterli geliyor. Oysa bizim gençlerimiz çok akıllıdır. Bu kadarla yetinmeyip, daha fazla araştırma yapmaları gerekir. 140 karaktere takılmayalım. Her karakterde okunması, anlaşılması gereken çok anlamlar çıkabilir. Saygılar.
Murat
balik bastan kokar, bakin ulkemize biz neleri yapabiliyoruz, hep ithal hep bizden cok daha geri dedigimiz ulkeler bizi sollamis gecmis, onlarin oyuncak pisligi icinde boguluyoruz. niye? cunku boyle isteniyor. hala bir otomobilimiz bile yok. hala kendi pc mizi bile yapamiyoruz. vs…vs… niye?
Soner N. Saral
Çok güzel bir makale olmuş tebrikler .