Elektronik ile iç içe 35 yıl ve 2011 Çizgi Network
1970’li yıllarda, yenilenmiş adı ile Kadıköy Anadolu Lisesinde okurken bir gün, rahmetli babamın asker arkadaşı Hamza Beyin oğlu Önder Kuzulugil, ailecek misafirliğe gittiğimiz o sonbahar akşamı bana kendi yaptığı ilk radyoyu göstermişti. 1 veya 2 Germanyum transistörlü, basit bir tasarımdı, bu basitliğine rağmen orta dalgada yayınlanan ve o günkü temiz radyo dalgaları spektrumunda TRT yayınlarını rahatlıkla algılayabiliyordu. O gün gerçekten etkilenmiş ve elektronik mühendisi olmaya karar vermiştim. Lise hayatımın sonuna kadar basit radyolar, amplifikatörler, vericiler..vs o günün teknolojisi elektronik cihazların amatör devreleriyle içli dışlı oldum. Hele o telsiz vericiler! Saatlerce hatta günlerce radyolar ellerimizde.. o zamanlar telsiz yapmak da yasak, telsiz antenini gizlemek için metal şemsiye saplarını kullanıyorduk. Sokak sokak dolaşıyoruz; “Buradan alıyor mu?” veya “Beni duyuyor musun?”
1970-1975 yıllarından bugüne elektronik ve bilgisayar teknolojisini kovalayıp durdum. 2011 yılına girerken, daha önce de sık yaptığım gibi (2006 Aralık) 19 Aralık doğum günümde, yine külahımı önüme koyup bir değerlendirme yapmak istedim; kendime, dostlarıma ve teveccüh edip okuyan gençlere. Her zamanki gibi amacım, birçok fırsatı da görmeleri ve oturup düşünmelerini sağlayabilmek.
Kadıköy Anadolu Lisesi ve İTÜ
Arkadaşım Önder’in elektronikçiliğe başlattığı ve Kadıköy Anadolu Lisesinde okurken özellikle yaz aylarında yaptığım devreler beni iyi bir teknisyen yapmıştı. O kadar ki, lisede yapılan bir meslek anketinde tüm arkadaşlarıma doktor, mühendis..vs çıkarken bana “teknisyen” çıkmıştı. Önder arkadaşıma teşekkürü borç bilirim.
Lise yıllarında o zamanki imkanlar ile zor temin edilebilen kitaplardan öğrenebiliyorduk teknolojiyi. Amerikan ve İngiliz Kültür derneklerinden temin edebildiğimiz kitaplar, Türkiye Radyo Amatörleri Cemiyeti TRAC ve o yılların efsane dergisi Elektor gibi yayınları tüm dikkatimizle takip eder ve yayınlanan projeleri kendi imkânlarımızla gerçekleştirmeye çalışırdık. OC72 efsane Gemanyum transistorleri yerine ilk BC kodlu Silisyum transistörler çıktığında transistör fiyatları 1/10 fiyatına düşmüştü; bunu hiç unutmam.
1970’li yıllar lisede amatör elektronik devreleriyle meşgul olduğum yaşantım, 1976 yılında İTÜ Elektrik Elektronik Fakültesine girmemle ileriye dönük bana farklı bir gelecek vaat etmeye başladı. Artık mühendis olabilecektim. İTÜ’de 1976-1981 yılları arasında o günlerin yoğun siyasi çekişmelerin, sağ sol öğrenci olaylarının, dövmelerin (ben de dövülmüştüm), kavgaların, yaralama ve öldürme olaylarının o acı verici yıllarında üniversiteyi okudum. Sizlere o yılları anlatan bir arkadaşımın görsel sunumunu ekliyorum.
1976 yılında okulun da bir açılıp bir kapanmasını fırsat bilerek o zaman oturduğumuz semt Koşuyolu’nda bir televizyon tamirci dükkanı açmıştık, mahalleden arkadaşım olan Mustafa Güney ile. Mustafa, Marmara üniversitesine bağlı bir okulda mühendislik öğrencisiydi. Benden daha çok “alaylı” sayılırdı; tecrübeli ve esnaf bir aileden geliyordu. Bir yandan elektrik elektronik cihaz tamirleri yaparak para kazanıyor, bir yandan da benim büyük hevesle satın aldığım küçücük bir osiloskop ile yepyeni elektronik devreler tasarlayarak kendimizi geliştiriyorduk. Mustafa ile 3 yıl bu dükkanda çalıştım. Koşuyolu’nda girmediğimiz ev taşımadığımız televizyon kalmamıştı. Gerçekten iyi teknisyenlik tecrübesiydi benim için.
Üniversitede iyi bir öğrenciydim. İyi bir liseden gelmenin avantajı ve kuvvetli mdern matematik ön bilgisi ile, ilk iki yıl hiç ders çalışmadım desem yalan olmaz. O yıl İTÜ’de okuyanların tümü öğrenci olaylarından dolayı bir yıl kaybetmişlerdi. Bu sebeple 1976-1977 ve 1978 yıllarında daha çok elektronik hobi çalışmalarıyla geçirdim. Hatta ders aralarında ve boş derslerde kendi sınıf arkadaşlarıma Elektronik dersleri göstermeye başlamıştım. Artık ne kadar biliyorsam.
İTÜ Elektrik Elektronik Fakültesi internet sitesinde “Emeği Geçenler” adlı sayfada ismi bulunan birçok hocadan dersler aldım. Kendilerini şükran ile anıyorum. Bazılarının canını çok sıkmıştım. Örneğin Prof. Dr. Nadir Yücel Hoca’nın Fortran derslerini basit bulup derslere girmediğim için, “Siz bu dersten zor geçersiniz” diye tehdit ettiğini ve korkarak çok çalıştığımı hatırlıyorum. O kadar şaşkınlıkla çalışıyordum ki, Hoca bir gün derse geldi, “Hangi uyanık alt program ismini -RANDOM- olarak verdi?” diye sorduğunda, “Eyvah yandık…” diye masanın altına giresim gelmişti. Alt program ismi Built-In (dahili) bir komut ismi olamazdı ve tüm sistemi çökertmiştim. O zamanın hani IBM delikli kartlarına program delip, sonra İTÜ’nin koskoca MainFrame denilen bilgisayarına, bizim gördüğümüz küçücük bir pencereden program verdiğimiz yıllar. Sistem çökünce o an sistemde bulunan tüm öğretim görevlilerinin programları da çöküyordu.
İTÜ’ne başladığım ilk yıl, yine yağışlı bir sonbahar akşam üstü, belki dakikalarca bekledikten sonra bindiğimiz bir köprü otobüsünün arka camında, aynı sınıftan arkadaşım Yekta Yaşaroğlu bana ilk dijital dersini vermişti. “0” lar ve “1” ler dünyası ile ilk tanışmam ve sayısal devre tasarımına ilgi duymamda emeği geçmiştir saygıyla selam ederim. Sayısal devrelere ilgim bütün mühendislik eğitimim boyunca devam etti. Daha sonra Danışman A.Ş’yi birlikte kurduğumuz dostum Alican Yılmaz ve bu arkadaşım Yekta Yaşaroğlu ile, sınıf arkadaşlarımız matematik derslerinde boğuşurken, biz sayısal elektronik devreler üzerine çalışıyorduk. O zamanlar çok iyi mühendis olduğumuza inanırdık. Lisans eğitimi sonunda master (Lisans üstü) okurken artık araştırma görevlisiydim.
Tüm iyi öğrenciler, bazılarımız teknisyen kadrosundan, hatta bazılarımız (örneğin eşim) şöför kadrosundan, artık ne bulabildiysek o kadrolardan üniversitede asistan olarak çalışmaya başladık. Elektronik ve sayısal devre tasarımında hep öndeydik. Daha önce Blog sayfalarımda yayınlanan “Bir Bilim Adamı Hikayesi” yazısında da anlattığım gibi Türkiye’ye yeni gelen bilim adamları sayesinde o kadar farklı bir seviyeye gelmiştik ki diğer öğrenciler artık bizlerin mutlaka üniversitede bilim adamı olarak çalışacağımıza emindiler. Tüm diğer öğretim üyeleri de aradaki farkın nedenini anlıyorlardı. Üniversiteye seminer vermeye gelen başka ülkelerin profesörlerinin anlattıklarını anlayan sadece bizlerdik. Hiç unutmuyorum, böyle bir seminerde sunum yapan profesör anlattığı konunun can alıcı bir bölümünde birden geri dönüp basit ama çok güncel bir soru sorduğunda cevap vermek için el kaldıran, arka sırada oturan çömez araştırma görevlilerinden, sadece ben ve arkadaşlarımdı. Tez konularımızın sayısal devreler ve o günlerin yeni popüler olan konularından mikroişlemcili sistemler üzerine olmasını istiyorduk.
Araştırma görevlisi olarak laboratuvarlarda yapılacak deneyler ve tezlerimiz için Intel 8080, Zilog Z80 ve Intel 8085 ile tasarladığımız dört beş farklı temel bilgisayar sisteminde, Machine Language (Makina dili) ile yazılmış debuging, temel çalıştırma ve hata ayıklama programlarını yine kendimiz geliştirdik. O zamanlar assembler veya daha üst seviyeli bir dil ile hazır prototip bilgisayar sistemleri üzerinde herhangi bir bilimsel çalıştırmayı gerçekleştirmek lüksü yoktu. Bundan yıllar sonra, televizyondaki bir belgeselde, Acer firmasının kurucusu Stan Shih’in hayatını seyrettiğimde aradaki benzerlik gerçekten beni şaşırtmıştı. 1MHz’de çalışan ilk Intel 8080 CPU ile tezime başlayıp, tezinin sonunda 4MHz’lik bir Zilog Z80’e ve 8 x 1KBit (8 tanesi 1 Kilo Byte) yerine de 2 x 4KBit (2 tanesi 1 Kilo Byte) geçerken teknolojinin çok hızlı değiştiğini düşünüyordum. Bütün olumsuzluklara karşın, yine de bitirme tezimin sınavında bana sınav sorusu yerine “Mikro işlemcilerin son günlerdeki gelişmeleri nedir ?” şeklinde bir magazin sorusu soran bir kürsü profesöründen daha iyi durumdaydım.
İlk çıkan işlemcilerden Intel 8080 ile üniversitede çalıştığım labaratuvarda wire-rap denilen ve soketlere takılmış chiplerin arkadan, uzun soket bacaklarından tel ile birbirlerine bağlanarak monte edilen bilgisayar sistemleri tasarladığım günlerden (1980-81) bugüne 30 sene geçti. Profesyonel meslek hayatımın başlangıcı saydığım o günlerden bugüne 30 senedir elektronik ve bilgisayar teknolojisi üzerine çalışıyorum.
Askerlik Hayatım ve Teknoloji
Araştırma görevlisi olarak başladığım mesleki yaşamım evlenme ve ev kurma ideali ile akademik kariyer yaşamım kesilmiş ve askerlik sürecine başlamıştım. Aslında “Bir Bilim Adamı Hikayesi” yazımda anlattığım gibi hocamla birlikte kürsüden atılmış ve kısa bir süre yanımızdaki labaratuvarda asistan olarak çalışmış ve daha sonra askere gitmiştim.
Yedek subay okulunda Polatlı’da daha ilk günü, yüzbaşının “Televizyon tamirinden anlayan var mı?” sorusuna verdiğim olumlu cevap ile, hani fıkradaki gibi değil belki ama, ben de kendimi tabur binasının damında anten tamir ederken buldum. Yedek subay okulunda her zaman önde oldum ve hiçbir zaman bildiğim herhangi bir şeyi “bilmiyorum” demedim. Bu da beni kısa zamanda taburun elektronik tamircisi kıldı. Bu sayede “Televizyona parça alacağım,” bahanesi ile her hafta sonu İstanbul’a o zaman nişanlı olduğum şimdi eşimin olan güzel bayanın yanına gidebilmemi sağladı.
Yedek subay okulundan mezun olup, kura çekerken 13. olarak bitirdiğim (kontenjan da 13 kişiydi) için ismime kurra geldiği halde o televizyon, pikap, radyo..vs artık ne elektronik ne varsa hepsini tamir etmenin yararını o an gördüm. Elektronik yüksek mühendis olduğum için ismime gelen kura Ankara’daydı. Formel olarak yapılamaması gerektiği halde, tabur komutanı bana bu kurayı şart koşmadı ve dereceye giren diğer elektronik mühendisleri için tanınan yerlerin ismini de okudu. 15 Füze üssü Alemdağ benim için biçilmiş kaftandı.
Araştırma görevlisi iken Deniz kuvvetlerine ait subay ve ast subay okullarında bilgisayar mimarisi dersleri vermemim sağladığı güven ile asker emeklisi olan babamın Kuzey Deniz Saha komutanı ricası boşa çıkmış ancak Polatlı Topçu okulunda dereceye girmenin ve televizyon tamirciliğinin sağladığı yarar ile İstanbul’a tayin olmuştum. Hava Kuvvetlerine ait Alemdağ 15. Füze Üs Komutanlığı’nda çalışan tek karacı elbiseli subaydım.
15 Füze üssünde ilk gün, personel başkanlığına kayıt yaptırdıktan hemen sonra, birlik binası kapısında binbaşım beni karşıladı. “Hemen sen de gel, filolara gidiyoruz.” diyerek beni askeri bir minibüse aldı. 40-50 kilometre yolu ağır ağır giderken, hangi okuldan geldiğimi, ne dersleri verdiğimi ve ilgilendiğim konuların hepsini öğrendi. O günlerde digitalleşen filo kontrol ve komuta sistemleri için sayısal elektronik derslerini anlatacak eğitmen arıyorlardı. Ondan sonraki askerlik hayatım bu askeri üste de bilgisayar eğitiminin temel kitabı olan “Mano” ‘yu tanıtmak, mikroişlemci kontrollü sitemlerin eğitimine yönelik dersler vererek geçti. Bu eğitimin verildiğini duyan Hava Kuvvetleri Komutanlığının gönderdiği askeri öğretmenlere de bilgisayar sistemlerinin temelleri üzerine dersler verdim. Bu öğretmenlerin daha sonra hazırladıkları eğitim programı ile Gaziemir’de bazı Hava Kuvvetleri Eğitim Birliklerinde temel mikro işlemci dersleri başlamış oldu. Akşam üstü saat 17:00’de ayrıldığım birliğimden şehre dönerek, üstümdeki askeri elbiseler ile, bir yandan da yarı zamanlı olarak çalışmaya başlamıştım. Bu dönem bana emeği geçen Erkan Babaoğlu ve şirketin genel müdürü Cengiz Pak’ı saygı ile hatırlıyorum.
Profosyonel İş Hayatım
Alemdağ 15. Füze Üs Komutanlığı’nda askerliğini yaparken part-time olarak çalıştığım Teknodata Bilgisayar’da askerliği bittiği gün (gerçekten hemen o gün öğleden sonra) full-time çalışmaya başladım. Böylece askerliğim süresince akşamları tamir etmeye çalıştığım 360KByte’lık Floppy Diskleri artık bırakmış, 8 veya 16 kişinin aynı anda ulaşabildiği 10 Mega Byte gibi çok “geniş” kapasiteli Hard Disk’ler ve CPM işletim sistemi ile ilgileniyordum. Artık hafıza kapasiteleri 64 Kilo Byte erişmişti. Herhangi bir arızadan şüphelenen teknisyenleri 64 entegreden oluşan bu hafıza chiplerinin tümünü PCB’den tamamen söküp yerine yenilerini takabiliyor, arızanın buradan kaynaklanıp kaynaklanmadığı bulabiliyorlardı. 1985 yılında yine bir elektronik yüksek mühendis olan o sınıf arkadaşım ile evlendim.
Birkaç sene farklı bilişim şirketlerinde mühendis olarak çalıştıktan sonra eşimin de desteğini de alarak, üniversite yıllarından iki sınıf arkadaşım ile 1986 yılında Danışman A.Ş’yi kurdum. 1986-1992 yılları arasında Danışman A.Ş’de ve 1992 yılında kurduğum Çizgi Elektronik firmasında hep teknolojiyi kovaladım. Çoğu insandan önce yenilikleri izledim, her gün okudum ve yeni teknolojileri öğrenmeye çalıştım. Çalıştığım ve kurucusu olduğum şirketlerde teknik elemanlara, iş yaptığımız firma çalışanlarına, sıradan öğrencilere, meraklı kullanıcılara eğitim toplantıları, Tektrend seminerleri, bayi seminerleri, dernek toplantıları, konferanslar, sempozyumlar ve çalıştaylarda hep bir şeyler öğretmeye çalıştım.
Yıllar içinde, biraz da Anadolu’nun büyüklüğü ve zamansızlık nedeni ile şehirler arası seyehatin zorlaşmasının baskısı sonucu, web seminerler ve e-öğrenme süreçleri ile insanlara bildiğim şeyleri anlatmayı şiar edindim. Çizgi-Tagem bu fikir içinde filizlendi. Daha önce bir röportajda söylediğim gibi;
“Çizgi Tagem, bu sosyal sorumluluk bilinci, aslında bir suçluluk duygusundan kaynaklanıyor. Son 10 yıl içinde sektörde yüzlerce ama gerçekten abartısız yüzlerce tanıdığımı işsiz olarak buldum. Sokakta, lokantalarda, mağazalarda, şirketlerimin kapısında iş aradıklarında, arkadaşlarımın ofislerinde yüzlerce genci iş ararken, boş otururken zor durumda oldukları yüzlerinde sadece birkaç saniye içinde okunacak şekilde üzüntülü ve sıkıntılı buldum. Tübider’in, yaptığı son sektör araştırmasına göre son krizde sektörümüzde 3.000’e yakın şirket kapanmış. Bunda bizlerin de suçu var. Bir taraftan da bu toplumun eğittiği belki belirli bir geçim seviyesi kazandığı için belki yaşları icabı motivasyonlarını kaybetmiş birçok sınıf arkadaşımın, sektörden tanıdım eski iş arkadaşlarımın da boş oturduğunu görüyorum. Benimkisi buna bir protesto.”Profesyenel iş hayatıma Çizgi Elektronik, Çizgi RMA Services ve Çizgi Tagem firmaları bünyesinde devam ediyorum. Bu yaşantıma ait birçok tecrübeyi bu sene çıkardığım “Ben de Sonunda Bilgisayarcı Oldum!” adlı kitapta gençlere yazdım. Bu kitabın PDF versiyonunu yakın bir zamanda Blog sayfalarımda da yayınlayacağım. Edindiğim bazı tecrübeleri gençlere daha iyi iletebilmek için 2008, 2009 ve 2010 yıllarında Tübider Bilişim Sektörü Derneği çatısında STK çalışmalarına katıldım.
2010 ve 2011 Çizgi Network
Yaptığımız sosyal çalışmalar, STK çalışmaları, internet eğitim siteleri, makaleler, konferanslar, fuar katılımları, üniversite seminerleri, bayi toplantıları, seminerler, ticari faaliyetler..vs tümü internete dayandığından bu çalışmalarımızı ve bunlara ait internet sitelerinin hepsini artık Çizgi Network olarak adlandırıyoruz.
2010 yılı Çizgi Elektronik için farklı bir başlangıç oldu. 19 yıldır yürüttüğümüz Asus PC Bileşenleri pazarlaması yanına, Taiwan ve Çin’in en büyük üreticilerinden Foxconn’un distribütörlüğünü de kattık.
Foxconn’un Çin’de 16 ayrı fabrikada 900,000 çalışanı, sadece Sehenzen bölgesinde 420,000 çalışanı bulunmaktadır. 2009 yılı itibarı ile Foxconn’un sermayesi 5 milyar USD, gelirleri ise yılda 7 milyar USD’dır. Birçok Apple (iPhone, iPad..vs), Sony Ericsson, Nokia, Motorola, Dell ve HP marka ürünü Foxconn üretmektedir. Foxconn’un ülkemizde, Çorlu’da HP’ye kurduğu fabrikada her ay 300,000 bilgisayar üreteceğini biliyoruz.
2010 yılı başı itibarı ile faaliyetlerini Çizgi Elektronik’ten tamamen ayırdığımız Çizgi RMA Services farklı bir şirket olarak birçok üreticinin servis hizmetlerini sağlamakta. Bunlarda Asus, Foxconn, PowerColor, Vento, FSP, Clup 3D, Point of View.. önde gelenler. Türkiye’nin önde gelen markalarından Casper, Exper, Arçelik.. gibi birçok PC’nin anakartlarına bizim tarafımızdan servis verilmektedir. Taiwanlı birçok üretici ile de servis amaçlı halen birçok görüşme yapıyoruz. 2011 yılında Çizgi RMA Services firmamızın farklı birçok ürün gamında servis vereceğini ve gelirlerini katlayarak büyüyeceğini tahmin ediyoruz.
2010 yılı, global ekonomik krizin etkilerinin azaldığı ancak ticari meşgalenin öyle çok da yoğun olamadığı bir dönemdi. Biraz da bundan, Çizgi-Tagem faaliyetlerinde 2010, ciddi projelere ve etkinliklere imza attığımız bir yıl oldu.
2010 Yılı eğitim çalışmaları içinde 8 gönüllü bilişim öğretmeni ile yaptığımız bir projede Office 2007 ve 2010 Eğitimleri, yine gönüllü bir öğretim görevlisi ile birlikte hazırladığımız CompTIA Strata Bilişim Teknolojileri Eğitimi öne çıkıyor.
Yine 2010 yılı son çeyreğinde, MedyaSoft firması ile yapılan bir protokol gereği sertifika programı haline getirdiğimiz Adobe CS4 Web Tasarım ve Grafik Tasarımı Eğitimlerimiz çok yoğun ilgi çekmekte.
2010 Yılı başında Altera ve EBV firmaları ile birlikte gerçekleştirdiğimiz Altera Üniversite Programı çerçevesinde Türkiye’deki 37 üniversiteye gömülü sistemler, FPGA platformları, bilgisayar mimarisi ve organizasyonu, sayısal işaret işleme ve benzeri derslerde kullanabilmeleri amacı ile FPGA Platformları ve EDA yazılımları hibe edilmiştir. Tüm hibeler üniversite öğretim görevlilerinin kargo şirketleri ve gümrük prosedürleri ile uğraşmasına gerek kalmadan, Çizgi TAGEM tarafından teslim edilmiştir.
Yine İTÜ’de iki ayrı bölüme ve Hava Harp Okuluna gömülü sistemler laboratuvarı kurulmasında yardımcı olduk.
2010 yılında Educaturk ve Cebit Fuarlarına katılarak çalışmalarımızın daha fazla kişiye ulaşması için uğraştık. Çizgi Tagem’in desteği ile BBNet Forumu tarafından CeBIT Bilişim Eurasia Fuarı kapsamında 9 Ekim günü bilişim öğretmenlerine yönelik olarak BBNet Bilişim Öğretmenleri Çalıştayı düzenlendi. BBNet Bilişim Öğretmenleri çalıştayı ile BT eğitiminin, bilgisayar destekli eğitimin önemi ve bilişim teknolojisi öğretmenlerine BT eğitimi için ihtiyaç olduğunun, bilişim öğretmenlerinin okulların tamircisi değil, eğitim teknoloğu olduğunun anlaşılması hedeflenmiştir.
Çizgi Tagem katkıları ile İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Elektrik Elektronik Fakültesi tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen Gömülü Sistemler ve Uygulamaları Sempozyumu (GÖMSİS 2010) 4-5 Kasım 2010 tarihlerinde İTÜ Süleyman Demirel Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Bu yılki sempozyum Boğaziçi Üniversitesi, Tübitak ve IEEE Türkiye tarafından desteklendi.
2010 Q4 çeyreğinde son olarak MCU Turkey, Texas Instruments MikroDenetleyici Proje Yarışması ve Hibe Programı, Çizgi TAGEM ve Empa Elektronik firmalarının üniversiteler, meslek yüksek okulları ve meslek liseleri için geliştirdiği bir etkinlik oldu. Etkinliğin amacı teknik eğitim veren üniversite ve meslek okullarımızın mikrodenetleyici derslerinde öğrencilere yaparak ve görerek eğitim sağlamalarında bir miktar yardımcı olmak olup etkinlik 2011 yılında sonlanacaktır. Etkinlik kapsamında 1,000 adet MikroDenetleyici eğitim kiti okullara hibe edilmektedir.
Çizgi TAGEM 2011 ve 2012 yılları için farklı eğitim, araştırma & geliştirme projelerine sahiptir. Eğitim projelerimiz içinde özellikle e-kampüs projesinin çok daha gelişmesini planlamaktayız. 2009 yılında başladığımız ve herhangi bir kurum veya kuruluşta çalışan öğretmenlere “Özel Sanal Sınıf” açma uygulamasını geliştirilerek bu öğretmenlere kendi hazırladıkları ders içeriklerini de sunma hakkı vermeyi düşünüyoruz. Bu şekilde öğretmenlerin tamamen ücretsiz bir e-kampüs uygulamasına sahip olması hedeflenmektedir. 2011 yılı planları içinde özel sınıflar yanında öğretmenlere kendi özel sınıflarında öğrencilerine interaktif ders anlatabilecekleri bir VoIP aracını da e-kampüs’e eklemeyi düşünüyoruz.
Son olarak 2011 yılında gerçekleştirmeyi planladığımız E2E Platformundan bahsetmek istiyorum. E2E “Engineering To Engineering” platformu, Çizgi Tagem’im elektronik ve bilgisayar mühendisleri için hazırladığı, kendi aralarında gömülü sistemler ve elektronik tasarım konularında bilgi paylaşımı yapabildikleri bir BLOG uygulaması olarak planlanmaktadır. E2E BLOG sayfalarımızda gömülü sistemler ve uygulamaları, mikroişlemciler, mikro denetleyiciler, FPGA ve PLD uygulamaları, DSP ve sinyal işleme konuları ve her türlü EDA ve tasarım araçlarına ait haber, özel makaleleri, dosyalar, etkinlik duyuruları, proje sunumları, görsel anlatımlar ve videolar bulunması hedeflenmektedir. Elektronik ve bilgisayar mühendislerinin bu yöndeki paylaşımlarına açık olacak sayfalarımız ayrıca bu konularda eğitim ve kurs duyurularını, web seminerlerini duyuracak ve içeriklerini paylaşmak için bir platform olacaktır.
E2E Platformumuz her türlü üniversite kulüp üyelerine, IEEE öğrenci kollarına ve tüm üniversite öğretim görevlilerine açık olup bu grupların tüm etkinlikleri, haberleri, projeler duyuruları bu sayfalardan yapılabilecektir. Texas Instruments, EBV, Xilinx, Empa, Altera, Intel, AMD, Renesans, Mentor Graphics, National Instruments, Atmel, ARM, Agilent, Textronix..vs benzeri teknoloji şirketlerinin Çizgi Tagem E2E Platformunda web seminer (Webinar) vermeleri sağlanacaktır. Bir program dahilinde duyurulacak bu seminerlere, dinleyen veye sunan için de katılım ücretsiz olacaktır. Ayrıca öğrenci kulüplerinin veya üniversite öğretim görevlilerinin kendi üyelerine, öğrencilerine ve/veya Çizgi Tagem üyelerine sağlayacakları senkron web eğitimleri de platformda desteklenecektir.
35 yıl önce basit elektronik devreleri ile başlayan mesleki hayatım, bugün daha çok donanım, gömülü sistemler ve bunların eğitimi çerçevesinde sürmektedir. Evet biraz farklı bir insanım; çoğu şeyi ticari olarak göremiyorum ama bazen aldığım ufak bir mesaj beni inanılmaz mutlu kılıyor. 2010 yılında aldığım yüzlerce mesajdan sadece birini örnek olarak vermek isterim. Annem hep “İyi insanlar yalnız değildir.” derdi, yine haklı çıktı. Ömrümün sonuna dek bu iyiliğinizi unutmayacağım.
Çok dindar biri sayılmam belki, ama bu yaşam tarzını bir nevi “zekât” gibi görüyorum. Gerçekten de ben şuna inanıyorum: ““Eğitimli insanlar topluma borçludurlar. Bir işin nasıl yapılabileceğini biliyorken bir başkasının yapamadığını görüp susmaları kendilerini yetiştiren o topluma ihanettir.”
İstanbul, 19.12.2010
Cumhur TORUN
Niyazi Hocam, doğum gününüz kutlu olsun.
Anlattıklarınız ve tecrübelerinizle bize yol gösteriyorsunuz.
Sizdeki bu enerjiyi gördükçe, her boş geçen zamanımda kendime kızıyorum.
Size hep “Hocam” diye hitap ediyorum. Çünkü Öğretmen, bilgi, görgü ve yaşantıları ile çocukların veya gençlerin öğrenme yaşantılarına rehberlik eden, yön veren kişidir. Siz de benim için öylesiniz.
Bir çok öğretmenden daha öğretmensiniz.
İçinizdeki eğitim aşkının hiç sönmemesini dilerim.
Nice mutlu senelere 🙂
Recep YAVUZ
Gerçekten örnek bir insansınız. Hep sorgulardım acaba ülkemizde BT alanında bir Bilişim Teknolojileri Alanı öğretmeni olarak örnek alabileceğim bir insan varmıdır diye. Ama sizin hayatınız gerçekten bizim branşımızda baştan aşağıya örnek oluşturuyor. Bizim terimlerimizle anlatılmış bir yazı ve bir hayat. Bilişim Elektronik… 8080’ler Z80’ler, 1 Mhzlik işlemciler… Orda kalmamış ve hep kendini güncellemiş hala güncelleyen, bilgiye değer veren bir insan. Eğitimle dolu bir hayat ve o hayatı bizimle paylaşmışsınız. Keşke daha önce sizleri tanıyıp sizin gibi saygıdeğer insanlara bu cümleleri kursaymışız. Sonuna kadar bu saygıyı hakediyorsunuz.
İnanın bugün beni en çok memnun eden şu oldu. Siz bir yerlere gelmiş bir insansınız. Ve devamlı birşeylerle meşgul olan insansınız. Maddi anlamdaki gücünüz asla sizin altınızdaki insanlara olumsuz yansımıyor. Size bir mail yazıyorum ve geri dönebiliyorsunuz. Bu benim için gerçekten önemliydi. bilişim öğretmenlerinin olduğu forumda mesela “bir mikroişlemci konusu hakkında” bir kullanıcı gibi yorumlar yapmışsınız, yardımcı olmuş ve mütevazi cümleler kurmuş, bilgi alışverişi yapmışsınız. Böyle bir kişiliğe sahip çok değerli bir insansınız hocam.
Sonsuz saygılarımı iletir, doğum gününüzü geç de olsa kutlar ve hayırlı uzun ömürler dilerim.
Niyazi SARAL
İlginize ve sevginize teşekkürler. Daha yapabileceğimiz çok şey var, keşke devletten de birileri artık anlasa.
Gökhan Demirkol
Niyazi Hocam , gerek hayatınızla, yaptıklarınızla, bu alanda tüm olumsuzluklara rağmen olumlu bakış açınızla, kararlılığınız ve sabrınızla biz gençlere örnek oluyorsunuz, size bu kadar değerli bilgileri bizlere aktardığınız ve yapmış olduğunuz çalışmalardan dolayı teşekkürü borç bilirim , ayrıca CHIP Online’ın En İyiler listesinde Chip Onur Ödülünde sizin isminizi görünce çok sevindim buradan sizi tebrik etmek istedim, biz gençlerin sizlere çok ihtiyacı var, geç de olsa doğum gününüz kutlu olsun nice mutlu ve paylaşımcı yıllara.
Yalçın Pehlivan
Niyazi Bey nice mutlu yıllara inşallah.
Selim Bayköse
Yazıyı okuyunca bu eğitim aşkınızın nasıl başlamış olduğunu da öğrendik sevgili hocam. Sizi izledikçe hangimiz daha genciz acaba diye sormak istiyorum. Ülkemiz gençlerine, bilişim öğretmenlerine, eğitime verdiğiniz destekten dolayı minnettarız.
Bazen bir kelime, bazen birkaç cümle ile bize aktardığınız tecrübeleriniz fikirlerinizin biz gençler için değerli olduğunu ve bizim için önemli bir rol model olduğunuzu belirtmeliyim hocam. Hele bir gün bunalmış bir halimde iken bana verdiğiniz morali ve desteği unutmuyorum.
İnşallah bu eğitim aşkınız ve umudunuz hiç tükenmez artarak devam eder, özellikle umudunuz diyorum hocam, bizlere bu dersi siz verdiniz karamsarlık bizden uzak, umut hep içimizde olsun. Allah’a emanet olun, saygılarımla.
the_korsan
Niyazi SARAL
Selam Hocam siz öğretmenlerin çalışma şartları ve yaşam koşulları göz önüne alındığında bizim yaptıklarımız hiç kalır. Herkes bu toplumu eğitmek için uğraşmalıdır, aksi durumda geriye gideriz.
Yaşar
Doğum gününüz kutlu olsun Niyazi Hocam,
Allah size hayırlı uzun ömürler versin.
gülşen durmuş
Doğum gününüz kutlu olsun.nice mutlu senelerinize şahit olmayı dilerim.sizden öğreneceğimiz çok şey var.iyi ki tanıdım,iyi ki varsınız
Niyazi SARAL
İlginize ve sevginize teşekkürler.
MEHMET
NİYAZI BEY… YAZILARINIZI BÜYÜK BİRZEVKLE TAKİP EDİYORUM…TÜRKİYE’DE ÇOK BÜYÜK BİR EKSİKLİĞİN İLKİNİ BAŞLATTIĞINIZ İÇİN ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM… AMATÖR TELSİZ CAMİASINADA BİR İYİLİKTE BULUNURMUSUNUZ…BİLMİYORUM İLGİLENİYORMUSUNZ?BİZİM UZAY ÇALIŞMALARIMIZDA VAR
ÇALIŞMALARINIZDA BAŞARILAR DİLERİM. TA2DC OP. MEHMET DAŞKIRAN
KOZLU/ZONGULDAK
73…LER…
MrPerFormance
İnsan okuyunca keşke bende bunları yaşayabilsem diyor.
mehmet
çok teşekkürler verdiğiniz bilgiler ve destekler için allah nice mutlu hayırlı çalışmalarınızı ve çalışmalarımızı nasip etsin.. hocamm
Tayfun Uçar
Niyazi Bey, Merhaba.
Bir Intel kart değişimi için uğradığım M.Köy Çizgi’de (12 yıl oldu galiba) teknisyenlere sorunu anlatırken bir camekan ardından yanına çağırıp her ayrıntıyla bizzat ilgilenmesinden resmen şaşkına döndüğüm kişinin Niyazi Saral olduğunu sonradan öğrenmiştim. Size hayranlığım o noktada başlamış, ister istemez hakkınızdaki haberler (algıda seçicilik)hep dikkatimi çekmiş, sizi ve Çizgi’nizi uzun yıllardır takip etmişimdir. Onbinlerce gence ve bilişim eğitmenlerine büyük masraflarla ama karşılıksız sunduğunuz eğitim hizmetleri mi dersiniz, sorumluluk alanınızda olmayan ürünler için bile yurt dışından parça getirerek tamir ettirmeniz mi… Bu yüzden çevremdekilere daima sorumluluğunu Çizgi’nin üstlendiği ürünlere yönelmeleri tavsiyesinde bulunmuşumdur. Sayenizde çok hayır dua da aldım 🙂 Bunlar böyle gider. Uzatmak istemiyorum. Sadece bu ülke adına “iyi ki varsınız” diyorum. En derin saygılarımla.
Serhan ŞEN
yazdıklarınızı (kitap-blog-vs) her okuduğumda bu dünyaya geç geldiğimi düşünüyorum. keşke sizlerin zamanında sizlerle beraber aynı ortamda olup sizlerle beraber kendimi geliştirebilseydim. branşım elektronik teknikerliği. bunu avantaj olarak kullanarak yaklaşık 12-13 yıldır bilişim (son zamanlarda uydu sistemleri) sektöründe çalışmaktayım. askerliği aradan çıkarınca bir şekilde örgün veya uzaktan elektronik mühendisliği okumaya kararlıyım. FPGA sistemlerine ilgi duyuyorum. bu kararlılığımı sizlere ve uludağ üniversitesinde arge çalışmaları yapan hocalarıma borçluyum. çalışmalarınızın devamını dört gözle bekliyorum.
mustafa
helal olsun diyorum memlekette böyle insanlar da varmıs. ALLAH saglık ve huzur dolu nice yıllar nasip etsin. sizin gibilerin sayısı artacak hocam emin olun arkanızdan geliyoruz
Hasan Doğan KARADENİZ
Hocam kalibrasyon üzerine çalışmalarınz oldumu.?
electronix ®
elektronik öğrenmenin ve çalışmalar yapmanın, eskiden ne kadar zor olduğunu tahmin edebiliyorum.
şimdi herşey elimizin altında, kütüphaneye gitmeden internet üzerinden bir çok kaynağa erişebiliyoruz, elektronik malzemeleri temin edebiliyoruz,
“development kit”ler ile çalışmalar yapılabiliyor,
bir entegreyi (CPU, MCU, DSP, CMOS/CCD vs.) kullanacaksak bu entegrelerin üretici firmaları referans dizaynlarını paylaşıyor, kendi entegresini kullandırtmak için size her türlü desteği sunuyor.
bence elektronik/bilgisayar okuyan arkadaşlar bu işlerden korkmasın, sayısal devre tasarlamak çok zor değil, bu sayısal devrelerin yazılımı daha zor ve zaman alıcı.
Yaşar ŞAHİN
Merhaba Hocam,
Elektronikçi veya Bilgisayarcı değilim, Bilgisayarcı bir arkadaşımın (EĞİTEK’ten İlyas TEKBAŞ) tavsiyesi üzerine hayat hikayenizi okudum. Gerçekten örnek alınması gereken uzun soluklu bir çaba içersindesiniz ve büyük hizmetlerde bulunmuşsunuz. Ne diyelim, ancak bizlere tebrik etmek ve başarılarınızın devamını dilemek düşer. Bir de, yazınızın sonuna doğru beni etkileyen bir sözünüz var; “Eğitimli insanlar topluma borçludurlar. Bir işin nasıl yapılabileceğini biliyorken bir başkasının yapamadığını görüp susmaları kendilerini yetiştiren o topluma ihanettir.”
Teknik olarak değil fakat, sosyal bir varlık olarak bu söz beni daha fazla etkiledi. Zaten buna benzer bir söz bana hep ilham kaynağı olmuştu; “Sadece yaptıklarınızdan değil, yapabilecek iken yapmadıklarınızdan da sorumlusunuz” sözü. Bu motive edici ve tetikleyici sözlerden sonra tembelliğin izahı olabilir mi?
Allah razı olsun Hocam…
Niyazi SARAL
İlginize teşekkürler. Özel konularda fikrimi sormak isteyenler lütfen e-posta atsınlar. nsaral@cizgi.com.tr